Gondol Denince Akla Ne Gelir? Bir psikolog olarak insan davranışlarını anlamaya çalışırken, bazen basit görünen bir kavramın bile zihin dünyamızda nasıl derin yankılar uyandırdığını fark ederim. “Gondol” kelimesi de bunlardan biridir. İlk duyduğumuzda aklımızda beliren imgeler; Venedik’in romantik kanalları, sakin su yüzeyinde süzülen zarif bir kayık, ya da lunaparkta yukarı aşağı sallanan bir oyuncak olabilir. Ancak, bu kelimenin çağrıştırdığı şeyler yalnızca bir taşıt ya da eğlence aracıyla sınırlı değildir. Gondol, insan zihninde bilinçdışı süreçlerin, denge arayışlarının ve duygusal dalgalanmaların sembolüdür. Bilişsel Psikoloji Perspektifinden: Zihinsel Temsiller ve Çağrışımlar Bilişsel psikoloji, zihnimizin dünyayı nasıl algıladığını ve anlamlandırdığını inceler. Gondol kelimesi, zihinsel çağrışım…
Yorum BırakGünlük Fikirler Yazılar
Barış Kelimesi Ne Anlama Gelir? Geleceğe Dair Bir Yolculuk “Barış” kelimesi kulağa her zamanki gibi sade gelir; ama içinde taşıdığı anlam, insanlığın geleceğini şekillendirecek kadar derindir. Bu yazıda birlikte biraz beyin fırtınası yapalım. Belki de ‘barış’ kelimesinin gelecekte nasıl bir karşılık bulacağını birlikte hayal ederiz. Barışın Kökeni ve Günümüzdeki Anlamı Barış, tarih boyunca savaşsızlık hali olarak tanımlanmıştır. Ancak bugün artık biliyoruz ki barış sadece silahların susması değildir; insanların, toplumların, hatta doğanın birbiriyle uyum içinde yaşamasıdır. Modern dünyada barış, ekonomik adaletten çevresel sürdürülebilirliğe, toplumsal eşitlikten dijital etik değerlere kadar uzanıyor. Geleceğin Barış Kavramı: Dijital Uyumun Yeni Çağı Gelecekte barış, yalnızca ülkeler…
Yorum BırakGevherî Aruz Mu? Ekonomik Bir Perspektiften Bakış Bir ekonomist olarak sürekli olarak insanların sınırlı kaynaklarla nasıl seçimler yaptığını ve bu seçimlerin toplumsal refah üzerindeki etkilerini düşünürüm. Her gün karşılaştığımız ekonomik kararlar, daha geniş piyasa dinamiklerini ve toplumsal yapıların şekillenmesini etkileyebilir. Her ne kadar çoğu kişi bu kararların finansal sonuçlarına odaklansa da, bu seçimlerin dil, kültür ve sanat gibi diğer sosyal alanlarda da etkileri vardır. Gevherî kelimesi, her ne kadar bir sanat terimi olarak anılsa da, içinde bulunduğumuz ekonomik sistemin nasıl işlediğini, sınırlı kaynaklarla yapılan seçimlerin nasıl şekillendiğini ve bu seçimlerin daha geniş toplumsal yapıları nasıl etkilediğini anlamak açısından önemli bir…
Yorum Bırak“Hava yolu açmak” basit bir manevra değil; klinik zekânın stres altındaki sınavıdır. Evet, bunu özellikle kışkırtıcı söylüyorum: Eğitim afişlerindeki iki çizimle, gerçek dünyadaki dil kökü, sekresyon, travma, obezite ve panik denklemine hükmedemezsiniz. “Baş-çene pozisyonu ver, oksijen tak, bitti” kolaycılığı yüzünden kaç hastanın hava yolu görünürde açık kalıp gerçekte çöküyor? Tekniği ezberlemek değil, bağlamı yönetmek maharet ister. Kısa cevap: Hava yolu açma teknikleri; baş-çene pozisyonu (head-tilt/chin-lift), mandibula itişi (jaw thrust), üçlü manevra, ramped/sniffing pozisyonu, orofaringeal ve nazofaringeal airway (OPA/NPA), pozisyon verme (kurtarma/yan yatırma), aspirasyon ve uygun ise balon-maske ventilasyonu ile desteklenir. Travma, obezite, gebelik, çocuk hastalar ve şüpheli aspirasyonda strateji değişir;…
Yorum BırakGergi Nedir Mobilya? Tarihsel ve Güncel Perspektifler Gergi Sistemlerinin Mobilya Tasarımındaki Yeri Gergi, genellikle bir yüzeyin gerilerek sıkıştırılması veya gerilmesi ile ilgili bir kavramdır. Mobilya dünyasında gergi, özellikle kumaş ya da deri gibi esnek materyallerin gerilerek düzgün bir yüzey oluşturulmasını sağlayan bir tasarım tekniği olarak karşımıza çıkar. Bu terim, mobilya üretimi ve tasarımında yalnızca estetik değil, fonksiyonel anlamda da önemli bir rol oynar. Gergi sistemleri, özellikle modern mobilya tasarımlarında, konforu artırmak, uzun ömürlü kullanım sağlamak ve görsel açıdan hoş bir sonuç elde etmek amacıyla kullanılır. Mobilyada gergi uygulamaları genellikle sandalyeler, koltuklar, yataklar ve bazı dekoratif öğelerde görülür. Eski zamanlardan bu…
Yorum BırakHamiyet Ne Demek Osmanlıca? Romantize Etmeyi Bırakalım, Kelimenin Hesabını Verelim! Kusura bakmayın ama “Osmanlıca” denince her kelimeye büyülü bir anlam yükleme alışkanlığımız var. “Hamiyet” de o kelimelerden biri: kimine göre salt asalet, kimine göre sınırsız vatan sevgisi… Oysa bir sözcük, tarih boyunca üstüne yapışan tüm katmanlarıyla anlaşılır. Hadi nostalji sisini dağıtalım; arşivlerin, sözlüklerin ve gerçek kullanımın izinde “hamiyet”in hakkını verelim. Kısa cevap: Osmanlı Türkçesinde hamiyet (حمیّت); “onur/izzet-i nefs, koruyucu yüreklilik, yardımseverlik/iyilikseverlik ve ‘hamiyet-i milliye’ bağlamında vatanperverlik” gibi anlam katmanlarına sahiptir. Kökü Arapça ḥamiyya/ḥamiyyah: “gayret, ateşli sahipleniş, şeref duygusu”. Etimoloji ve Yazım: Bir Kök, Çok Katman “Hamiyet”in kökü Arapça ح م…
Yorum BırakBoğazda Gıcık ve Balgam Nasıl Geçer? Siyaset Bilimi Perspektifinden Bir İnceleme Güç İlişkileri ve Toplumsal Düzen Üzerine Bir Siyaset Bilimcisinin Girişi Toplumlar, tıpkı vücutlar gibi, pek çok farklı katmandan oluşur. İçinde bulunduğumuz toplumsal yapılar, hem güç ilişkilerini hem de vatandaşlık haklarını sürekli olarak yeniden şekillendirir. Tıpkı boğazda gıcık öksürük ve balgam gibi rahatsızlıkların çeşitli sebeplerden kaynaklanması gibi, toplumsal sorunlar da çok katmanlıdır ve bu katmanlar arasındaki etkileşim, çözüm yollarını belirler. Boğazda gıcık ve balgam sorunu da aslında, temelde daha derin toplumsal ve siyasal yapılarla ilgilidir. Bir siyaset bilimci olarak, iktidar, kurumlar, ideoloji ve vatandaşlık gibi unsurların bu rahatsızlıkla ne şekilde…
Yorum BırakAnksiyete İç Sıkıntısı Yapar mı? Filozofun Bakışı: Varlığın Tedirginliği İnsanın varlıkla kurduğu ilişki, her zaman huzurdan çok tedirginliğin, belirlilikten çok belirsizliğin yankılandığı bir sahnedir. Anksiyete, belki de bu sahnenin en derin ve en çıplak duygusal yankısıdır. Heidegger’in deyimiyle “kaygı”, insanın kendi varoluşunun uçurumuna bakarken duyduğu baş dönmesidir. Bu nedenle, “Anksiyete iç sıkıntısı yapar mı?” sorusu yalnızca bir psikolojik sorgu değil, aynı zamanda bir ontolojik bilmecedir: Sıkıntı, ruhun varlıkla temas ettiği en derin noktalardan biri olabilir. Ontolojik Düzlem: Var Olmanın Ağırlığı Ontolojik açıdan, anksiyete insanın kendi varlığını duyumsadığı andır. Korku belirli bir nesneye yönelirken, anksiyete yönsüzdür; bir nesnesi yoktur. Bu yönsüzlük,…
Yorum BırakAvarız Kelime Anlamı Nedir? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Perspektifinden Bir Yolculuk Dilimizde yer alan her kelime, sadece bir tanımdan ibaret değildir; tarihsel ve toplumsal bağlamların izlerini taşır. “Avarız” kelimesi de böyledir. Kimi zaman Osmanlı döneminde kullanılan bir vergi türünü, kimi zaman da olağanüstü durumları ifade eder. Ama bu kelimeye toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet merceğinden bakınca, çok daha farklı anlam katmanlarıyla karşılaşırız. Bugün sizleri, bu sözcüğün anlamının ötesinde, bize düşündürdükleri üzerine samimi bir yolculuğa davet ediyorum. Avarız Kelimesinin Etimolojik ve Tarihsel Anlamı Arapça kökenli olan “avarız”, çoğul bir sözcüktür ve “zarar, sıkıntı, olağanüstü haller” anlamını taşır. Osmanlı…
Yorum BırakHalef Olmak Ne Demek? Geçmişin İzinden Geleceğe Yön Verme Sorumluluğu Hayat bazen bir liderin, bir öncünün arkasından gelerek aynı yolu takip etmekten çok daha fazlasını gerektirir. “Halef olmak” deyimi, sadece bir pozisyonu devralmak değil, aynı zamanda o kişinin izlediği yolu, değerleri ve vizyonu yaşatmak ve hatta daha da ileriye taşımak anlamına gelir. Peki, halef olmak gerçekten sadece bir yerini almayı mı ifade eder? Yoksa bunun çok daha derin bir sorumluluk ve anlamı var mı? Bu yazıda, “halef olmak” kavramını hem bir tarihsel hem de toplumsal bağlamda ele alacağız. Halef Olmak: Bir Kelimenin Derin Anlamı “Halef” kelimesi, Arapçadan Türkçeye geçmiş ve…
Yorum Bırak